“Hayat Eve Sığar”
Merhabalar; biliyorsunuz ki Türkiye’miz de dahil olmak üzere, bütün ülkeler koronavirüs (Covid-19) yüzünden sağlıksal ve ruhsal yönden zorlu bir süreçten geçiyor. Bu zor süreci hep birlikte, en kısa sürede sağlıkla geride bırakacağımıza inanıyorum. Unutmayalım ki; “inanmak başarmanın yarısıdır.”
Ama bu süreci maddi ve manevi en az zararla atlatmak için dikkat etmemiz gereken kurallar var. Yapmamız gerekenler arasında ilk sırayı alan konu ve ilk kural sosyal izolasyonumuzu sağlayarak yaşamaya çalışmalıyız. Birebir, yüz yüze, toplumsal ve grupsal ilişkilerden mümkün olduğunca uzak durmalıyız.
Çünkü kendimizi izole ederek, bir insanı kurtarmış, bir insanı kurtarmakla da bir toplumu kurtarmış olacağız. Ellerimizle yapacağımız, dokunacağımız her şey için çok dikkat etmeli, kontrollü, bilinçli ve hijyeni sağlayarak hareket etmeliyiz. Dışarı çıkmak zorunda kalırsak da; tek kullanımlık maskemizi ve eldivenlerimizi takıp (buradaki en büyük risk doğru kullanımı bilmeden bilinçsizce kullanım olacaktır.
Lütfen doğru şekilde kullanabilmek ve risk oluşturmamak için nasıl takılıp çıkarılması gerektiğini araştırınız), dışarıya çıkmak için önceden belirlediğimiz kıyafetlerimizi giyerek, insanlarla yakın temasa girmeden, mümkün olduğunca az dokunarak işlerimizi yapmalıyız.
Eve, ofise, iş yerimize vs. bir alana girdiğimizde hemen günlük kullandığımız eldiven ve maskeyi kapıda çöpe atmalıyız. Sabunlu su ile önce ellerimizi, sonra yüzümüzü yıkamalıyız. Tabi ki dokunduğumuz musluğu, elektrik priz düğmesini, hatta kapı ve kollarını dezenfekte etmeliyiz.
Dışarıdan eve getirdiğimiz ambalajlı ürünleri sabunlu su ile yıkamalıyız. Poşetleri mümkünse eve sokmadan atmalıyız. Tüm bunları yaparken toplu yaşadığımız apartman, işyeri vs. ortak kullanım alanlarında ortak kullanılan her şeyin dezenfektasyonunu sağlamalıyız.
Tüm bunlara ayak uydurmaya çalışırken hepimizin psikolojik durumları da çok çok önemli. Daha önce de dünyada yaşanan farklı virüs salgınlarını araştırıp, hatırlayalım. Hiçbiri sürekli kalmamış. Farklı zaman aralıklarında görülüp, mutlaka geçip gitmiş. Bu koranavirüs de (Covid-19) geldi ama geçecek. Buna içten inanalım. En az zararla atlatmak için küçük büyük, hepimiz sosyal izolasyona dikkat etmeli, Sağlık Bakanlığının duyurduğu tüm tedbirleri almalıyız.
Sosyal izolasyon sağlayarak yaşamımıza devam ederken, bu zorlu süreci verimli ve eğlenceli hale getirmek bizim elimizde. Neler yapabilirsiniz? Kendinizi, ailenizi, çevrenizdekileri geliştirmek için online eğitimler alabilir, aldırabilirsiniz. Spor yapabilirsiniz. Dolaplarınızı düzenleyebilir, kitap okuyabilirsiniz. Gelecek planlarınızı gözden geçirebilirsiniz. Yarım kalan işlerinizi tamamlayabilirsiniz.
Zaman ayırıp, başlayamadığınız işlerinizi yapabilirsiniz. Resim yapabilir, hatta mandala boyamaları yaparak rahatlayabilirsiniz. Evde salonunuzu aileniz için sinema salonuna çevirebilir, hep birlikte mısır patlatarak, cips yiyerek sinema keyfi yapabilirsiniz.
Son yıllarda çalışmaktan, koşturmaktan yorularak, beraber vakit geçiremediğiniz ailenizle eğlenceli tombala, adam asmaca, kelime oyunu, amiral battı, sessiz sinema vs. gibi toplu oyunları oynayıp, hepimizi kendine esir eden cep telefonlarınızdan uzaklaşabilirsiniz. Unutmayın bu süreç geçici. Evde olmanın, birlikte olmanın manevi yönlerini düşünerek, unuttuğunuz mutluluğu yakalama fırsatını yaşamaya bakın.
Ölüm gerçeğinin her an her dakika bizimle olduğunu hatırladığınız bu günlerde, belki unutup önemsemeyip tekrar önemini hissettiğimiz tüm güzel bireysel ve toplumsal faaliyetleri düşünerek, bu günlerden ders alalım.
Virüsün kalıcı olmayacağının bilinci ile sevdiğiniz her şey ve herkesle tekrar en kısa sürede bir araya gelebilmeniz, sarılabilmeniz ve sosyal yaşantınıza devam edebilmeniz için dışarı çıkmak zorunda olmayan, evden işlerini halledebilecek olan herkes için evde kal çağrısı yapıyoruz.
Unutmayın: “Hayat eve sığar.”
Sevgiyle, sağlıkla ve manevi inancınızın verdiği güçle kalın…